Menzil (TASAVVUF ADRESİNİZ) SiLSiLE - Başörtüsü Korkusu ve Eğitim Hakkı
   
TASAVVUF DİYARI
 





Ana Sayfa
Açıklamalarıyla 99 Esma
Hatim- mukabele
Çeşitli Dualar
Silsile
Tasavvuf Edebiyatı
Tasavvuf Yazıları 
Menkîbeler
İlahiler ve Kasideler
İslâmi Flash
İslami Haberler
İslâm Kütüphanesi
İslami Siteler- TOPLİST
İslami Soru ve Cevaplar
İslami Sözlük
İslami Videolar
Rüya Yorumları- Tabirleri
Kadın 

Popüler
Oyun
Bilgisayar önerilerimiz
ZİYARETÇİ DEFTERİ


AŞERE-İ MÜBEŞŞERE

>>1.Hz. Ebu Bekir
>>2.Hz. Ömer bin Hattab
>>3.Hz. Osman bin Affan
>>4.Hz. Ali Bin Ebu Talib
>>5.Talha bin Ubeydullah
>>6.Zübeyr bin Avvam
>>7.Sa'd bin Ebi Vakkâs
>>8.Abdurrahman bin Avf
>>9.Ebu Ubeyde bin el-Cerrah
>>10.Said bin Zeyd

ASHAB-I SUFFA

>>Bilal-i Habeşî{R.A.}
>>Selmân-ı Farisî{R.A.}
>>Enes bin Malik{R.A.}
>>Hâlid Ebâ Eyyubel-Ensâri{R.A.}
>>Abdullah bin Mesud{R.A.}
>>Huzeyfetul-Yemenî{R.A.}
>>Ebuzer-i Gıfarî{R.A.}
>>Ebuzer-i Gıfarî{R.A.}
>>Ammar bin Yâsir{R.A.}
>>Muaz Bin Cebel {R.A:}
>>Ebud-Derda{R.A.}
>>Ebu Musa el-Eş'ârî{R.A.}
>>Mikdad bin Esved{R.A.}
>>Halid bin Velid{R.A.}
>>Mus'ab bin Umeyr{R.A.}
>>Usame bin Zeyd{R.A.}
>>Erkam{R.A.}

 

 

Tasavvuf ve Tevbe 
Rabıta 
Tevessül ve Vesile 
Allah İle Kul Arasına Girmek 
Kutbul İrşad ve Tasarruf 
Ehl-ibeyt Kimdir 
Mürşide Teslimiyet Kölelik mi? 
Veliye Hürmetin Ölçüsü 
Kerameti İnkar Etmek 
Himmet 
İrşad nedir, Mürşid kimdir?


 

Başörtüsü Korkusu ve Eğitim Hakkı

Ayşe İZCİ • Mart 2008

Başörtüsüne karşı öne sürülen söylem ve tezlere bakınca, bir başörtüsü fobisinin varlığı konusunda haksız sayılmayız. Söylenenleri önemseyelim veya önemsemeyelim, başörtülü kızların eğitim hakkı konusunda herkesin kendini sorgulaması gerekiyor. Buna başörtülü kızlar da dahil.

Bilen varsa beri gelsin söylesin, bu panik niye? Şu güzel ülkemde “başörtüsü” dendiğinde niye bazı zat-ı alilerin sinir sistemleri bozuluyor? Telaffuz etmek dilime tuhaf gelse de galiba yeni bir sosyal fobimiz dünyaya geldi, müjdeler olsun! Buna bir isim bulmamız gerek: Mesela “örtükbaş fobisi” olur mu?
Bilmeyenler için söyleyelim, fobi korku manasına geliyor. Karşı karşıya kalındığında kişide sıkıntı basması ve terlemeden, karşı konulmaz kaçma hissine kadar giden tepkiler uyandıran durumlara psikoloji bilimi fobi diyor. Yüseklik fobisi, fare fobisi, kapalı yer fobisi bunlardan birkaçı.
Başörtüsüne karşı geliştirilen söylemlere, karşı çıkma çabalarına bakınca bu fobinin varlığı konusunda haksız sayılmayız. Onu yöresel veya töresel bir simge olarak görmekten tutun, başörtüsünü tarih içinde bir zaman dilimine gömmeye veya bir kavme özgü etnolojik bir miras olarak kabul etmeye kadar türlü zorlama tezler serildi önümüze.
Bir yandan da ayrıntılı sosyal analizler, derin tarihî veriler, incelikli yorumlar göstermektedir ki başörtüsü ne yöresel bir kıyafet, ne töresel bir simge, ne de geleneksel bir kalıntıdır.

Eğitim Hak mı Suç mu?

Başörtüsü fobisine yakalanmış olanların söylediklerini önemseyelim veya önemsemeyelim, başörtülü kızların eğitim hakkı konusunda madalyonun iki yüzüne de bakmak gerekir: Tesettürlü genç kızlara eğitim hakkı tanımak mı daha tehlikelidir, yoksa onları okullara sokmamak mı?
Son dönemde birçok şahsi ve kurumsal ağız, konuya ilişkin görüşlerini, daha doğrusu endişelerini beyan ederken “körlerin fil oyununu” sergiledi. Bu karmaşada ise bütünü görebilmek mümkün olmuyor. Olan da, artık bir suç potansiyeli olarak görülen genç kızlara oluyor.
Sayıları az veya çok, şüphesiz onlar da bu memleketin evlatları; buna kimsenin itirazı yoktur herhalde. Öyleyse eğer onların da toplumda bir yeri varsa bu konuda gerekli eğitim ve iş imkanlarının bu kızlara da sunulması gerekir. Ama öyle olmuyor ve hâlâ başörtülü kızlara okul kapılarının kapanmasının altındaki “mantığı” çözmeye çalışıyoruz.
Fakat yeri geldiğinde aynı anlayış eğitimin önemini dilinden düşürmüyor. Mesela sokak çocukları söz konusu olduğunda başörtüsüne karşı türlü iddia ve yorumlar üreten aydınlarımız hemen bir kampanya yürütürler. Yatılı kurumlar, aile yardımları, eğitim kampanyaları, televizyon programları ile adeta seferberlik ilan edilir. Pozitif düşünce ve iyimser maskelerle hümanizmden dem vurulur!
Niyet hayır, akıbet hayır demişler. Tabii ki doğru olan, onlara el uzatmaktır. Ama tesettürlü genç kızlar söz konusu olunca sokak çocuklarına gösterilen hoşgörü, ilgi ve anlayış, yerini anlamsız bir paniğe bırakıyor.
Sahiden ne yaptı bu kız çocukları? Kapkaç mı? Hırsızlık mı? Ahlâksızlık mı? Lütfen söyleyin, ne suç işlediler de onları okullara sokmuyorsunuz!

Çözüme Doğru

Sağduyu veya makul düşünce, asıl tehlikenin inancı gereği başını örten gençlerin, geleceklerini ellerinden almakla ortaya çıkacağını öngörüyor. Bir genç için hayallerinin yarım kalması, umutlarının baltalanması kadar kötü bir şey olamaz. Maalesef horlamayla, zorlamayla, dışlamayla bu sorun daha da ağır hale getirildi. Belki çocuklar bu duruma karşı artık bağışıklık kazandılar. Belki umutlarını, hayallerini kaybettiler ama örtülerini asla!
Elbette onlar baskılardan bunaldılar. Onlar adına yanlış adımlar atıldı, kapılar yüzlerine kapandı. Haklarını demokratik yollardan elde etme ümidiyle siyasi partilerin kapılarını çaldılar. Siyasi veya samimi olarak sorunlarına kim el uzattıysa umutla oraya yöneldiler.
Fakat artık hamaset nutukları, sorunu yok saymak veya hafife almak, başörtüsü kavramını töresel, yöresel vs. ayrımlaştırmalara tâbi tutarak, parçalayıp daha kolay yutulur lokmalarla sindirmeye çalışmak işe yaramıyor. Sorunun çözümü başörtüsünün çözülmesiyle mümkün olmuyor. Olacak gibi de görünmüyor. Bu bakımdan onlara eğitim hakkı tanımak her şeye rağmen çözüm yolunda toplumsal barışın devamı için güzel ve önemli bir adım.

Üniversiteli Olmak ya da Olmamak

Eğitim serbestisinin tanınmasıyla örtünenlerin sayısının birdenbire artacağından da endişe ediliyor. Böyle düşünenlerin yürekleri ferah olsun. İnsan psikolojisinde bir şeyin cazibesi genelde onu elde etme ile söner. Eski motive edici özelliği kalmaz.
Ayrıca içinde bulunulan sosyal ortamlar gereği yaşanılan etkileşimler manevi değerlerden taviz vermeyle de sonuçlanır. Açıkçası eski idealizm yerini daha farklı değerlere bırakır. Bilmem anlatabildim mi? Meslek, kariyer, para kazanma, eş-iş, çoluk-çocuk vs. hayatın seli onları da kapar. Aslında “Üniversiteli olunca, yine eskisi gibi inancımda samimi ve tavizsiz kalabilecek miyim?” sorusunu örtülü gençler kendilerine sormalı ve temkinli adım atmalıdırlar. Başörtülüler ve dinî hassasiyet sahibi çevreler asıl bu konu üstüne kafa yormalılar. Üstelik bu sorun sadece kızları da kapsamıyor.
Hayat şartları ve gelecek kaygısının gençler üzerindeki baskısı tartışılmaz. Onlar da ister istemez nâmerde muhtaç olmamak için ellerinde bir mesleğin olması gerektiğini düşünüyorlar. Ama üniversite mezunu olmak her şeyi çözmüyor. Örneğin, istatistiklere göre yapılan her iki evlilikten biri ilk beş yıl içinde boşanmayla sonuçlanıyor. Diğer yandan boşanma oranı tahsil düzeyi ile paralel bir artış gösteriyor. Yorumu sizler yapın.
Demek istediğim, yaşam çevresi yeniden çizilmeye çalışılırken pergelin ayağını oynatmamaya dikkat edilmelidir. Yollarda, televizyonlarda sizleri görüyorum, ne kadar temiz ve güzelsiniz. Günün birinde internet kafelerin gülleri, kantinlerin, parkların müdavimleri olmazsınız değil mi? Hangi sürüye katılmak için koşar adım gittiğinizi ne olur şimdiden fark edin.
Gençler hep kendilerine güvenirler ama sürünün elemanı olduktan sonra kim olduğunuzu ve niçin orada bulunduğunuzu hatırlamakta zorlanabilirsiniz.


   
©Copyright-007-021 ▓®▓ ŝĪĮЅї╚ξ 37 ziyaretçi (161 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol