Menzil (TASAVVUF ADRESİNİZ) SiLSiLE - Fehmi KORU
   
TASAVVUF DİYARI
 





Ana Sayfa
Açıklamalarıyla 99 Esma
Hatim- mukabele
Çeşitli Dualar
Silsile
Tasavvuf Edebiyatı
Tasavvuf Yazıları 
Menkîbeler
İlahiler ve Kasideler
İslâmi Flash
İslami Haberler
İslâm Kütüphanesi
İslami Siteler- TOPLİST
İslami Soru ve Cevaplar
İslami Sözlük
İslami Videolar
Rüya Yorumları- Tabirleri
Kadın 

Popüler
Oyun
Bilgisayar önerilerimiz
ZİYARETÇİ DEFTERİ


AŞERE-İ MÜBEŞŞERE

>>1.Hz. Ebu Bekir
>>2.Hz. Ömer bin Hattab
>>3.Hz. Osman bin Affan
>>4.Hz. Ali Bin Ebu Talib
>>5.Talha bin Ubeydullah
>>6.Zübeyr bin Avvam
>>7.Sa'd bin Ebi Vakkâs
>>8.Abdurrahman bin Avf
>>9.Ebu Ubeyde bin el-Cerrah
>>10.Said bin Zeyd

ASHAB-I SUFFA

>>Bilal-i Habeşî{R.A.}
>>Selmân-ı Farisî{R.A.}
>>Enes bin Malik{R.A.}
>>Hâlid Ebâ Eyyubel-Ensâri{R.A.}
>>Abdullah bin Mesud{R.A.}
>>Huzeyfetul-Yemenî{R.A.}
>>Ebuzer-i Gıfarî{R.A.}
>>Ebuzer-i Gıfarî{R.A.}
>>Ammar bin Yâsir{R.A.}
>>Muaz Bin Cebel {R.A:}
>>Ebud-Derda{R.A.}
>>Ebu Musa el-Eş'ârî{R.A.}
>>Mikdad bin Esved{R.A.}
>>Halid bin Velid{R.A.}
>>Mus'ab bin Umeyr{R.A.}
>>Usame bin Zeyd{R.A.}
>>Erkam{R.A.}

 

 

Tasavvuf ve Tevbe 
Rabıta 
Tevessül ve Vesile 
Allah İle Kul Arasına Girmek 
Kutbul İrşad ve Tasarruf 
Ehl-ibeyt Kimdir 
Mürşide Teslimiyet Kölelik mi? 
Veliye Hürmetin Ölçüsü 
Kerameti İnkar Etmek 
Himmet 
İrşad nedir, Mürşid kimdir?


 
Fehmi KORU
Yine, yeni, yeniden...
16 Mart 2008 Pazar
Yine, yeni, yeniden...

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya o göreve meslektaşlarının oylarıyla seçildi; herhalde kendisini seçenler de, kendisi de aklı başında, sorumluluğunun bilincinde insanlar... Ocak ayında hafif tertip bir 'kapatma' uyarısında bulunmuştu Başsavcı Yalçınkaya; demek ki, Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru 'anlık bir öfke' sonucu değil... Hepimiz şaşırmış olsak da, Başkan Haşim Kılıç'ın serinkanlı bir üslupla “Konuya pazartesi günü bakacağız” demesi, Anayasa Mahkemesi'nin zihnen hazırlıklı olduğunu gösteriyor yeni gelişmeye...

Hayır, bazılarının sandığı gibi, bir akıl tutulması, bir dümura uğrama söz konusu değil; hesaplı kitaplı, taammüden bir eylem bu.

Türkiye'de siyasi partiler geçmişte de kapatıldı. 27 Mayıs 'darbesi', (hani Danıştay Başsavcısı unvanını taşıyan Tansel Çölaşan'ın şu yakınlarda “Darbe değil, devrim” diye övdüğü ve siyasileri asmasını sahiplendiği darbe), Demokrat Parti'yi sıradan bir mahkeme kararıyla kapatmıştı. 12 Eylül darbecileri ise CHP'nin bile gözyaşına bakmadılar, bütün siyasi partileri kapattılar.

Anayasa Mahkemesi marifetiyle 40'tan fazla parti kapatıldı bugüne kadar... Bir bölümü sadece tabela partisi olduğu için kapatıldı bunların, bir bölümü 'ideolojik' sebeplerle; 'odak olma' gerekçesi yüzünden kapatılan partiler de oldu.

Parti kapatmanın kapatanlar açısından bir 'çözüm' olmadığını yaşayarak öğrendi Türkiye. 27 Mayıs'ın kapattığı Demokrat Parti başka isimler altında varlığını bugüne kadar sürdürdü; bugün DYP'den dönme Demokrat Parti adıyla bir partimiz yine var. 12 Eylül'ün kapattığı yeniden açılan CHP Başsavcı Yalçınkaya'nın iktidar partisiyle ilgili kapatma girişimine alkış tutuyor bugün. 28 Şubat'ta kapatılan Refah Partisi, Fazilet Partisi'nin adları tarihe karışmış olsa bile, o partilerde görev yapmış siyasiler günümüzde önemli mevkileri işgal ediyorlar.

Buna rağmen, bütün bu gerçekleri umursamadan, yine, yeni, yeniden kapatma davaları açılıyor ülkemizde...

Siyasiler ne yapsınlar? Dolduruşa gelen birkaç yargıç siyasi sisteme müdahale amaçlı kapatma davası açıp parti kapatmasınlar diye süreci zorlaştırmaktan başka? Şu yakınlarda onu da yaptı siyasiler ve 'uyarı' ile başlayan zor bir sürece dönüştürdüler; 'odak olma' gerekçesini de hem tarifi müşkül hale getirdiler, hem de 11'de 7 üye çoğunluğunun kararına bağladılar. Eskisi gibi kolayından alınamaz bugün parti kapatma kararı...

Yine de parti kapatılsın diye girişimde bulunulabildi; hem de ülkeyi altı yıldır yöneten, son seçimde her iki kişiden birinin oyunu almayı başarmış, Meclis'te biraz destekle anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip bir iktidara karşı...

Herhangi bir iktidar, halktaki desteği ve Meclis'teki çoğunluğu arkasına alarak ülkeyi 'yargıçlar devleti' görüntüsünden kurtaracak bir yeniden yapılanmaya kavuştururdu. Ak Parti bunu bile düşünmeyecek kadar 'sistemle uyumlu' çalışmayı benimsemiş bir parti. Yorumcuların gösterdiği tepkiyi, halkın dışa vurduğu infiali Ak Parti liderlerinde göremediysek sebebi budur: Sistemle uyumlu çalışma arzusu...

Sistemle uyumlu çalışmayı ilke olarak benimsemiş bir partiyi bile kapatmaya kalkabildiler... Aklı başında insanlar, anlık bir öfkeyle değil, inceden inceye planlayarak, taammüden ve hazırlıklı olarak yaptılar bunu...

27 Mayıs kendisine hedef seçtiği partiyi kapatmıştı; 12 Eylül bütün partileri... Birer darbe-i hükümetti onlar ve darbeciler iradelerini yargı üzerinde de gösterebilecek durumdaydılar. 28 Şubat da RP ve FP'yi kapattı; orada da yargıçların brifinglere çağrılıp 'bilgilendirildiklerini' gözlerimizle gördük, baskı altında olduklarını anladık. Bu defa görünürde öyle bir baskı da yok.

28 Şubat'la rejimin adı değişmişti de biz mi farkında değildik, yoksa bu yeni bir süreç mi?


 
   
©Copyright-007-021 ▓®▓ ŝĪĮЅї╚ξ 441 ziyaretçi (556 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol