Rabıtanın Çeşitleri, Yararları ve Nasıl Yapılacağının Açıklanması |
Rabıta?nın bir çok çeşidi vardır :
I ? Üstadın Huzurunda :
Mürid kendisini tahta oturmuş bir hükümdarın önündeki dilenci gibi düşünür. Kalbini de keşkül ( dilenci çanağı) gibi düşünerek onu hükümdarın önüne koyup bağışlayacağı şeyi bekler. Üstad hazır bulunduğundan burada hayal etmek gerekmez ve hayali rabıta yapılmaz. Mürid?de şuhud ( olağan dışı görüntüler), mahviyet ( kendini yok bilme), kalp sızlanması gibi şeyler olur ve korkmazsa bu hallerin artmasını ister.
Fakat korku olursa rabıtayı bırakır. Eğer kendisinde herhangi bir hal belirmezse mürit üstadından yardım istemeyi en büyük kazanç bilir. Çünkü aciz ve cimri değildir. Fakat her şey Allah-u Teala?nın (c.c) ezeldeki ilmine göre belirli bir zamanda olur, daha önce açığa bakmaz. Mürid nefsine : ? Büyüklere bağışlanan sevgi ve aşktan sana da pay verilir? diyerek avutur. Nefsi inanmaz ve kendisine; ?Sen kötü talihli ve yoksunsun? diyerek karşı çıkarsa, mürit derhal Allah?a (c.c) sığınarak : ? Nefsim kusur sendedir? suçlamasıyla yalvarmalıdır.
Ayrıca nefsinin iyi işlerinden ve kemaliyetinden ( olgunluğundan) Allah?a (c.c) sığınmalıdır. Allah?ın ezelde kendisi hakkında iyilik ve yardımının olduğunu; yüce hedef ve amaçların O?nun bağışlanmasıyla gerçekleşebileceğini bilmelidir. Her türlü kemalatı ( olgunluğu) O?ndan istemelidir. Mürit yeteneğine güvenmemeli; yalnızca Allah?ın iyilik ve cömertliğini kendisi için yeterli görmeli ve üstadının yardımını dileyerek kesinlikle kendisiyle Allah-u Teala (c.c) arasında aracı olduğuna inanır. Bu düşünce onun nefsini tembellik ve ümitsizlikten kurtarır. Cenab-ı Hakk?ın (c.c) şu ayeti bunu göstermektedir.
? Bizim yolumuzda ciddiyetle çalışanları, yolumuza ileteceğiz.?
II ? Üstadın Bulunmadığı Yerde :
1) Hatme yapılırken rabıta : Hatme başlamadan önce hatmenin hoş geçmesi, gönül rahatlığıyla yapılması ve mürşidinin orada hazır bulunması dilenir. Böylece onun yardımıyla kalp huzuru elde edilir. Hatme duası okunurken isimleri geçen tarikat büyüklerinin ruhaniyetleri hazırdır. Her biri kendine uygun muhabbet ( sevgi) , ma?rifet ( Allah?ı (c.c) bilme), dünyayı terk etme, sabır, sıkıntılara katlanma gibi kıymetli armağanlarla birlikte gelirler. Bu armağanların dağıtılması üstad hatme yapılmasına aracı olduğundan onun eliyle olur. Hatme yapılması müritlerin yararı içindir ve onlar da bu armağanları ancak üstadlarından isterler.
2) Şekli ( suri ) ve manevi rabıta : Müridin şeyhini gözünde canlandırarak düşünmesidir. Sanki üstad karşısından oturmuş, yüzü ayın ondördü gibi nur saçar. Oradan çıkan ışıklar müridin kalbine gelir, sonra da tüm bedenine yayılır. Şekli rabıtanın diğer bir çeşidi de müridin mürşidini tüm bedenini saran nurdan bir giysi gibi düşünmesidir. ( Telebbüs ? elbise ? rabıtası ) Bu giysiden yayılan ışığın kalbine, diğer latifelerine ve sonra tüm bedenine yayıldığını düşünür.
Bu tür rabıta, rabıtadan feyz alan kişilere verilir. Yine bu rabıta vesveselerine saldırısı arttığında, kalbin sıkıntı ve hayrete düştüğü anlarda ve üstadın müridin gözünde heybetinin kaybolduğu durumlarda yararlıdır. Bu rabıta şeyhin müride geçmesi ve birleşmesiyle olur. Bu durumda mürit kendisini zarf olduğunu, şeyhinin de içine girdiğini düşünür.
Bu şekilde mürit çoğu zaman hiçlikte olur; kendi yerine mürşidini görür, ondan fani (yok) olur ve onunla birleşir. Şöyle ki; birleşme ve yok olma ancak muhabbet ( sevgi) ve mahviyet?in ( kendini yok bilme) en son derecesinde gerçekleşir. B) Manevi Rabıta : Bu rabıta şekil ve nurlarla ilgisi olmayan, duyularla belirlenemeyen, yüce bir anlam olup ancak kalp ile bilinir. Şekli rabıtadan sevgi, manevi rabıtadan ise ihlas ( içtenlik ) doğar. Bazen her iki rabıta birleşir, parlak dolunay gibi mananın heybeti ve görüntüsü birlikte gözlenir. Düşünüş veya görünüşün sonucuna göre sevgi veya ihlastan her biri diğerini bastırır. Hangisi çoksa diğerini yok eder. Bazen de her ikisi eşit olarak beraberce bulunurlar.
Bu Rabıtanın Çeşitleri :
Üstadın sözlü emirlerini o bulunmasa bile yerine getirmek; yasaklarından sakınmak; hoşlanmadığı şeyleri bırakmaktır.
Üstadın her şeyi kuşattığını ve her şeyde tasarruf ettiğini ( etkileme yetkisi verildiğini) düşünmek; üstadın kemalatının dışa vurduğunu açıkça görmek.
Üstadını görmeyi ve onunla buluşmayı kalbi yanarak aşırı istemek. Onunla ilgisi olan şeyleri ( evladını, mallarını, evlerini, bağlılarını ve hizmetçilerini) düşünmek. O?ndan ayrılmaktan üzülmek.
Bir günahtan kaçınırken, yolda yemek yerken, üstadını kendi ile birlikte görmek. ( bu durumda edebli olunmalıdır. )
Mürid uyurken, ayağını uzatırken ve abdest bozarken kıbleden sakındığı gibi üstadının bulunduğu yönden de sakınmalıdır.
Üstadın bulunduğu yönü nurla kaplanmış, diğer yerleri karanlık görmek ve şeyhinin bulunduğu yöne yönelmek.
Mürit bütün ibadetlerini hal ve hareketlerini tümüyle rabıta yapmalıdır. Namazdan, uykudan, ders alma e vermeden önce rabıta yapmalıdır. Çünkü ki rabıta arasında yapılan işler tamamen rabıtayla geçirilmiş olur.
Uyandıktan sonra üstadını başı ucunda düşünmek. Böylece yatarken , kalkarken edebe uyulur.
Dost ve arkadaş toplantılarında, yemek davetlerinde mürşidinden öğrendiği sohbetleri yaparsa maddi iştahtan önce manevi iştah elde edilir.
Müridin hanımı ile buluşmadan önce mürşidinin sohbetini yapması çok yararlıdır. Buna özen gösterilmelidir. Bu sohbetten hanımında manevi şehvet doğar, sonra ruhta manevi sevgi oluşur.
Müridin diğer alim ve şeyhlerin yanındayken ve özellikle kendi şeyhine karşı iseler rabıtaya önem verir. Böylece onlar mürşidine olan sevgi ve ihlası azaltıcı etkide bulunamazlar ve manevi halini ortadan kaldıramazlar.
Haset ( çekememezlik) ve gıpta ( imrenme)?yı önleyen rabıta : Güzel binek, değerli yiyecek, şahane evler, yeşil ve etkileyici yerleri gördüğünde mürit rabıta yaparak şu şekilde düşünür: ? Keşke mürşidim burada olsaydı şu su başında sohbet etseydi, ne güzel olurdu veya şu güzel giysileri giyseydi, şu güzel binite binseydi, şu şahane köşkte otursaydı.? Bu şekilde düşününce haset ve gıpta yerine sevgi doğar, insan günah işlemekten kurtulur. Ayrıca bu durum nazara ( gözdeğmesi) da engel olur.
Nimetler (iyilikler) karşısında rabıta : Üstadım bende bu nimetlerin bulunmamasından dolayı zayıflık ve ümitsizlik gördü; Allah-u Teala?ya (c.c) yalvararak rica etti onun duası nedeniyle Cenabı Hak ( c.c) bana bu nimeti bağışladı. Bundan dolayı nimeti veren Allah-u Teala?ya ve aracı olan üstadıma teşekkür etmem gerekir.
Müsibet ( bela) anında rabıta : ? Üstadım bende kibir, kendini beğenme, şımarıklık ve dünyaya düşkünlük gördü. Nefsimdeki bu kötülüklerin gitmesi için Allah-u Teala?ya ( c.c) yalvardı, rica etti. Cenab-ı Hakk da ( c.c) bana bu musibeti verdi. Çünkü; ? Allah-u Teala?nın ( c.c) rahmeti, kalpleri kırık olanların yanındadır.? Hadisi şerifine göre bu musibet benim için esasta en büyük iyiliktir. Bu bela nedeniyle gaflet ve kendimi beğenmekten kurtulur, uyanık olurum. Bundan dolayı Allah-u Teala ( c.c) ve üstadıma teşekkür etmeliyim? diye düşünür. |
|