“Her şeyi bilen” manasına gelen “el-Alim” ismi şerifi Kur’an’ı Kerim’de 162 defa zikredilmiştir.
4 defa da el-Allâm=çok iyi bilen olarak zikredilmiştir. İlim kelimesi 105 defa tekrarlanmıştır.
Bütün bunlardan ilmin önemini anlıyoruz. Yediğimiz yemeklerin, içtiğimiz içeceklerin, giydiğimiz elbiselerin, evlerimizin, bineklerimizin hepsinin yapılması, kazanılması, harcanması ilimle olmaktadır.
Rabbimizin ilmiyle insanlık ailesinin ilmini kıyaslamak için bilgisayar çağını yakalayan insanın keşfettikleri ve ilim diye sevindikleri Rabbimizin milyonlarca yıl önce yarattığıdır. İnsan yaratmıyor, yaratılanı keşfediyor. Kendi vücudunda bir hücre yaratamadığı gibi daha vücudundaki hücrelerin sayımını tamamlayamamıştır.
Genetik mühendisleri genlerin şifresini çözmeye çalışıyor. Bunlar güzel gelişmeler ama o genlerin şifresini Rabbimiz Hz. Adem’in genlerinde kodlamıştı. Ayrıca gen mühendisleri kendi akıllarını da kendileri yaratmış değil.
Biz “Alim” olan Allah’ın ilminden yararlanmaya çalışacağız. Kelamı olan Kur’an ilimlerini öğrendiğimiz gibi tabiat bilimlerini de öğreneceğiz. Kur’an’ı indiren Allah’tır. Tabiatı yaratan Allah’tır. O’nun indirdiğini ve yarattığını anlamaya çalışmak ibadettir.
İnsana kalemi öğreten (Alak 4) kitabı öğreten (Maide 110), Kur’an’ı öğreten (er-Rahman 2), isimleri öğreten (Bakara 31), harp sanayiini öğreten (Enbiya 80), Süleyman’a (s.a.v.) kuş dilini öğreten (Neml 16), bilenlerle bilmeyenlerin denk olmadığını bildiren (Zümer 9) Allah (c.c.)
“Her ilim sahibinin üstünde daha alim biri vardır” buyurur. (Yusuf 76) ve ilim despotluğu yapan, ilmin şarlatanlığını yapanları da uyarır.
Mal arttıkça yükünüz artar. İlim arttıkça yükünüz hafifler. Mal dağıtılınca azalır, ilim dağıtıldıkça çoğalır. Yemeğe doyulur, ilime doyulmaz. Siz malı korursunuz,ilim sizi korur.
|