Selâmette olan, selâmette kılan. “Selâm” kelimesi Kur’anı Kerimde 33 defa geçer ama bunlardan yalnız bir tanesi (Haşr 23) Allah’ın ismi olarak geçmektedir.
Her doğan ölüyor, her yeşeren kuruyor, her yapılan yıkılıyor. Yaratılanların en değerlisi insan doğuyor, büyüyor, ihtiyarlıyor, hastalanıyor, acıkıyor, uyuyor ve ölüyor.
“Selâm” olan Rabbimiz bütün bunlardan salimdir. İslâm dinini indirerek selâmet yurdu olan Cennete davet eden, bu dünyada gönüller arasına köprü olan selâmı öğreten, “Bir selâmla selâmlandığınız zaman, ondan daha güzel selâm verin veya aynıyla karşılık verin” (Nisa 86) diyerek selâm almayı emrederek, nezaket kurallarını öğreten Rabbimiz Mü’minleri Cehennem azabından selâmette kılandır.
Müslüman kelimesiyle selâm, İslâm kelimeleri silm kökündendir. Efendimiz: “Müslüman: dilinden ve elinden Müslümanların selâmette olduğu/ zarar görmediği kişidir” buyurmuş. (Buhari 1/9, Müslim iman bab 4, Ebu Davud Cihad Hadis 2481).
İnkar mikropları saçanlara, isyan okulları kuranlara, harami çeteleri kuranlara dilinle ve elinle bir şey yapamıyorsan bari Müslümanlara dil uzatma.
İmam Kuşeyri: “mü’min kardeşinin bir ayıbını gördüğünde onu yetmiş çeşit ma’zeret bularak temize çıkarmaya çalış. Eğer ma’zeret bulamazsan sen yinede yetmiş ma’zerete ikna olmadın diye kendini ayıpla” diyor. (Kuşeyri, et Tahbir fi t Tezkir, s:29)
|