----------------------------------- “BAŞARIYA GİDEN YOLLAR -----------------------------
Korku Nedir ?
Korkularımızdan ördüğümüz kafeslerden ne zaman kurtulacağız? Korkuyu doğuştan getirdik; ama neden korkacağımızı sonradan öğrendik. Bize korkmamamız öğretilseydi korkmayacaktık: Yanlış bilgileri düzeltmenin ve doğru inançlar geliştirmenin zamanı geçmiyor mu? İşin kötüsü korktuklarımızın çoğu sanaldır, gerçek değildir. Gerçek bir tehlikeden korkulmasnı bir ölçüye kadar anlayabiliriz; ama hayali şeylerden duyduğu korku insanı çok gülünçleştiriyor.
Çocukluğumuzdan beri yaşadığımız tecrübelerin birleşimi olarak ruhumuza sinmiş olan korku sinir sistemimizi tahrip eder ve beyin gücümüzü tüketir. Bugün Amerika Birleşik Devletleri toplumunun %40'ında utangaçlıktan kaynaklanan korku ciddi bir performans kaybına yol açmaktadır. Bu oran bizde daha fazla olabilir.
Psikolojik sorunlar ayaklarınıza zincirlenmiş beton yığınlarından daha şiddetli olarak sizi durdururlar. Ayaklarınızdan bağlandığınız yüklerden kurtulabilirsiniz. En azından ayaklarınızı koparır, gövdenizi kurtarırsınız. Ama eğer esaret kalbinizdeyse gerçek bir esarete düşmüş olursunuz. Doktorlar sadece bedeninizde ameliyat yapabilirler, ruhunuzda değil. Ruhunuza dokunabilecek tek doktor eli sizin elinizdir. Kalpsiz yaşayabilir misiniz? Kalbe musallat olan esaret, hayatınızı cehenneme çevirir. Acı çekiyorsanız nedenini kalbinizde aramalısınız.
İlk defa yaptığımız her iş önce heyecan ve korku oluşturur. Korku anında dolaşım sistemi içerisine gerginlikle orantılı olarak aşırı kortizol salgılanır. Bu durum düşünce akışını engeller. Kişi bu anda olumlu duygularını kaybeder. Daha ileri düzeyde elleri ve hatta tüm vücudu titrer. Kalbin çarpması ve kan dolaşımı hızlanır. Davranışların kontrol edilmesi zorlaşır. Bu sorun ileri düzeyde olursa, insan başkalarıyla göz göze gelemez; başı titrer, adeta beyni dış dünyadan kopmuş gibi olur. Korku anında insan kalbinde bir iç endişe akıntısı hisseder. İnsan bir an önce bu durumdan kurtulmak için o ortamdan uzaklaşmak, yapmak istediğini yapmaktan vazgeçmek zorunda kalır. Ayrıca endişe veya korku konuşmacının inandırıcılığı kaybetmesine yol açar.
Bazı insanlarda korku duygusu çok gelişmiştir. Sık sık duyulan bu endişeler gittikçe birbirlerini beslerler ve endişe edebilme yeteneği gelişir: İnsan en küçük bir sorundan bile endişe duymaya başlar. İleri düzeyde korku ve endişe, sinir sistemi için son derece tahrip edicidir.
Tüm başarılı konuşmacılar toplum önüne çıktıklarında mutlaka heyecanlanmışlardır. İstisnasız her insan korku ve endişeyi yenebilir. Ancak bunun için tüm inançlarını yeniden gözden geçirmeli ve bir dizi egzersiz yapılmalıdır. Aşağıda korkunun nedenleri tek tek açıklanmıştır. Bu nedenler varsa bunları yok etmek amacıyla bir sonraki bölümde yine bir dizi alıştırma hazırlanmıştır. Bu alıştırmaların bir kısmını yalnız başınıza gerçekleştirebilirsiniz. Ancak bunları toplum karşısında gerçekleştirirseniz daha hızlı başarırsınız.
|